🔸Uhud Savaşı'ndan sonraki dört ay boyunca barışı bozan hiçbir saldırı olmamıştı. Fakat dört ayın sonunda bir kabilenin Medine'ye sefer düzenlediği haberi geldi. Bu güçlü Necid Kabilesi hala müşriklerin yakın bir müttefikiydi. Kureyşliler, şimdi de onları Uhud'da zayıf düşen Müslümanların bu durumundan yararlanmaya teşvik ediyordu.

🔸Bundan dolayı onlara ve tüm Arabistan'a Uhud'un Müslümanları zayıflatmadığı, aksine güçlendirdiği gösterilmeliydi. Peygamber Efendimiz bu amaçla düşman üzerine yüz elli silahlı adam gönderdi. Bu küçük ordu, düşmana sessizce yaklaştı ve neredeyse hiçbir şey yapmadan kaçmalarını sağladı. Böylece İslam'ın yok edilemeyen gücü tüm Arabistan'a gösterilmiş oldu.

🔸O sıralarda Medine'ye daha güneyden bir saldırının yapılacağı haberi geldi. Fakat bu kez Peygamber Efendimiz, düşmanın başını çeken ismi Müslümanlara bildirdi. Eğer bu adam etkisiz hale getirilirse o taraftan gelecek saldırı artık pek önemli olmayacaktı.

🔸Hz. Peygamber, düşmandan kurtulabilmek için Abdullah İbn-i Üneys'i görevlendirildi.
"Ey Allah'ın Resulü!" dedi Abdullah. "Bana o adamı tarif et ki gördüğümde tanıyabileyim."

🔸Pergamber Efendimiz,"O sana şeytanı hatırlatacak. Onun aradığın adam olduğunu şöyle anlayacaksın; onu gördüğünde titreyeceksin." dedi.
Abdullah Pergamberin söylediklerini aynen yaşadı ve Medine'ye sağ salim geri döndü.

💠💠💠

FİKRİYAT.COM SOSYAL MEDYADA!

Fikriyat'ı aşağıdaki sosyal medya adreslerinden takip edebilirsiniz;

👉 TWITTER

👉 INSTAGRAM

👉 FACEBOOK

👉 YOUTUBE 🔔

👉 Fikriyat.com mobil uygulamasını ise buradan indirebilirsiniz.

Görüş ve önerileriniz için bizlere ulaşabileceğiniz e-posta adresimiz:

fikriyat@fikriyat.com.tr