Duanın usul ve adabı

Giriş Tarihi: 19.01.2023 13:56 Güncelleme Tarihi: 19.01.2023 13:56

Sözlü duanın makbul olabilmesi için, bir kısım usul, adap ve kurallara riayet edilmesi gerekir. Bu usul, adap ve kuralları şöyle sıralayabiliriz:

1-) Duaya eûzü besmele, Allah'a hamd ve Peygamber'e (SAV) salât ile başlanmalıdır: Peygamberimiz (SAV) şöyle buyuruyor:

"Biriniz dua ettiği zaman, Allah'a hamd ve övgü ile başlasın, sonra Peygamber (SAV)'e salât etsin, sonra dilediği duayı yapsın."

2-) Duadan önce tövbe ve istiğfar edilmelidir: Günah işleyen, haramlardan uzak durmayan bir kulun duası kabul edilmeye layık değildir.

Peygamberimiz (SAV)'in şu hadisi çok dikkat çekicidir:

"Allah yolunda seferler yapmış, üstü başı tozlanmış bir adam ellerini semaya kaldırarak, Ya Rabbi Ya Rabbi' diye yalvarıyor. Oysa yediği haram, içtiği haram, giydiği haram, gıdası haramdır. Böyle birisinin duası nasıl kabul olur?"

3-) Esma-i Hüsna ile dua edilmelidir. Yüce Allah şöyle buyurur:

وَلِلّهِ الأَسْمَاء الْحُسْنَى فَادْعُوهُ بِهَا وَذَرُواْ الَّذِينَ يُلْحِدُونَ فِي أَسْمَآئِهِ سَيُجْزَوْنَ مَا كَانُواْ يَعْمَلُونَ:

"En güzel isimler Allah'ındır. O halde O'na o güzel isimler ile dua edin. Onun isimleri hakkında eğri yola gidenleri bırakın. Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır." (A'raf suresi, 180. ayet)

4-) Mübarek ay, gün ve geceler tercih edilmelidir: Dua, her zaman ve her yerde yapılabilir. Bununla birlikte Arife günü ve geceleri, Ramazan ayı, cuma ve bayram günü ve geceleri, seher vakitleri, gecenin üçte ikisi, sabah ve akşam vakitleri, ezan ile kamet arasında, secdede yapılan duaların kabul edileceği ile ilgili hadisler vardır.

5-) Dua ihlâs ile ve bilinçli olarak yapılmalıdır: Dil ile dua cümlelerini söylerken zihin başka düşüncelere dalmamalı, insan, bütün varlığı ile Allah'a yönelmelidir. Peygamberimiz (SAV) şöyle buyuruyor:

"Biliniz ki, Allah gafil bir kalpten gelen duayı kabul etmez."

6-) Eller semaya açılmalı ve dua sonunda eller yüze sürülmelidir:

7-) Kabul olacağına inanılarak dua edilmelidir. Peygamberimiz (SAV) şöyle buyurur: "Kabul edileceğine kesin olarak inanarak Allah'a dua edin."

8-) Kısık bir sesle ve yalvararak dua edilmelidir: Duada bağırıp çağırma yüksek ses ve riya ile değil yalvararak kısık bir sesle dua edilmesi, Allah ve Peygamber'in (SAV) emridir:

ادْعُواْ رَبَّكُمْ تَضَرُّعاًوَخُفْيَةً إِنَّهُ لاَ يُحِبُّ الْمُعْتَدِينَ:

"Rabbimize alçak gönüllüce ve için için dua edin. Çünkü o, haddi aşanları sevmez." (A'raf suresi, 55. ayet)

9-) Dua tekrar edilmelidir: Mümin, yüce Allah'tan isteğinde ısrarlı olmalı, isteyim yerine gelmedi diye duadan vazgeçmemelidir. Peygamberimiz (SAV) şöyle buyurur: "Şüphesiz ki Allah, ısrarla dua edenleri sever."

"Rabbime dua ettim de kabul edilmedi" diyerek acele etmediğiniz sürece Allah dualarınızı kabul eder."

10-) Ümit ve korku içinde dua edilmelidir: İnsan, dua ederken, korku ve ümit içinde bulunmalı, aynı zamanda istekli ve ümitli olmalıdır. Umut ve korku içinde dua edenler, Kur'an'da övülmekte ve şöyle denilmektedir:

فَاسْتَجَبْنَا لَهُ وَوَهَبْنَا لَهُ يَحْيَى وَأَصْلَحْنَالَهُ زَوْجَهُ إِنَّهُمْ كَانُوا يُسَارِعُونَ فِي الْخَيْرَاتِ وَيَدْعُونَنَا رَغَباً وَرَهَباً وَكَانُوا لَنَا خَاشِعِينَ:

"Biz onun da duasını kabul ettik ve ona Yahya'yı verdik; eşini de kendisi için (çocuk doğurmaya) elverişli kıldık. Onlar (bütün bu peygamberler), hayır işlerinde koşuşurlar, umarak ve korkarak bize yalvarırlardı; onlar, bize karşı derin saygı içindeydiler." (Enbiya suresi, 90. ayet)

11-) Meşru şeyler istenmeli, ölçülü olunmalı, aşırı gidilmemelidir: Dinimizce günah sayılan konularda istekte bulunulmamalıdır. Peygamberimiz (SAV) şöyle buyurur:

"Kul, günah talep etmedikçe veya sıla-i rahmin terk edilmesini istemedikçe duası icabet görmeye (kabul edilmeye) devam eder."

12-) Sadece sıkıntılı zamanlarda değil her zaman dua edilmelidir: Sadece darlıkta, sıkıntıda veya bir korku, kaza ve felâketle karşı karşıya gelindiği zaman değil varlıkta, genişlikte, huzur ve rahatlığın hüküm sürdüğü anlarda da dua edilmelidir. Kişi sıkıntıya, darlığa ve zorluğa karşı sabır ve dua ile ayakta kalmaya çalıştığı gibi, nimetlere kavuşması durumunda da şükredip dua etmelidir. Peygamberimiz (SAV) şöyle buyurur:

"Sıkıntılı ve musibete uğradığı zamanlarda Allah'ın duasını kabul etmesini isteyen kimse rahat zamanlarında çok dua etsin."

13-) Sadece Allah'a dua edilmelidir: Dua, sadece Allah'a yapılmalı, araya başka aracılar sokulmamalıdır. Yüce Allah şöyle buyuruyor:

فَلَا تَدْعُ مَعَ اللَّهِ إِلَهاً آخَرَ فَتَكُونَ مِنَ الْمُعَذَّبِينَ:

"Öyle ise sakın Allah ile beraber başka bir ilaha yalvarma, sonra azaba uğrayanlardan olursun." (Şuara suresi, 213. ayet)

وَلَا تَدْعُ مَعَ اللَّهِ إِلَهاً آخَرَ لَا إِلَهَ إِلَّاهُوَ كُلُّ شَيْءٍ هَالِكٌ إِلَّا وَجْهَهُ لَهُ الْحُكْمُ وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ:

"Allah ile birlikte başka bir tanrıya tapıp yalvarma! O'ndan başka tanrı yoktur. O'nun zatından başka her şey yok olacaktır. Hüküm O'nundur ve siz ancak O'na döndürüleceksiniz." (Kasas suresi, 88. ayet)

Her namazda okuduğumuz Fatiha suresinde, Allah şöyle dua etmemizi emrediyor:

إِيَّاكَ نَعْبُدُ وإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ:

"Sadece Sana ibadet eder, sadece Senden yardım dileriz." (Fatiha suresi, 5. ayet)

14-) Ölçülü olunmalı, aşırı gidilmemelidir: Müminin, Kur'an ve sünnete uygun bir şekilde dua bildirildiği şekilde dua etmesi, haddi aşmaması gerekir. Peygamberimiz (SAV) şöyle buyurmuştur:

"Bazı toplumlar duada aşırı gidecekler, sınırı aşacaklardır, siz onlardan olmayın."

Duada haddi aşmak; duanın usul ve adabına uymamak, istenmeyecek şeyleri istemek, dinen haram ve yasak olan şeyleri istemek, haram konusunda mesela kumarda, hırsızlıkta, cinayette veya herhangi bir kötülükte Allah'ın yardım etmesini istemek duada haddi aşmaktır. Allah, haddi aşanları sevmez. Şu ayet, bu konuya dikkatimizi çekiyor:

وَاقْتُلُوهُمْ حَيْثُ ثَقِفْتُمُوهُمْ وَأَخْرِجُوهُم مِّنْ حَيْثُ أَخْرَجُوكُمْ وَالْفِتْنَةُأَشَدُّ مِنَ الْقَتْلِ وَلاَ تُقَاتِلُوهُمْ عِندَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ حَتَّى يُقَاتِلُوكُمْ فِيهِ فَإِن قَاتَلُوكُمْ فَاقْتُلُوهُمْ كَذَلِكَ جَزَاء الْكَافِرِينَ:

"Onları (size karşı savaşanları) yakaladığınız yerde öldürün. Sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne, adam öldürmekten daha kötüdür. Mescid-i Haram'da onlar sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla savaşmayın. Eğer onlar size karşı savaş açarlarsa siz de onları öldürün. İşte kâfirlerin cezası böyledir." (Bakara suresi, 191. ayet)

SONUÇ OLARAK; dua bir ibadettir. İnsanın duaya ihtiyacı vardır. Dua eden Allah'ı Rab olarak tanımış, O'na kulluk etmiş, O'nu zikretmiş, O'nun lütfu keremine sığınmış, sevgisini kazanmış, sevap elde etmiş, rahatlamış ve kalben huzura ermiş olur.

KAYNAK: Diyanet Aylık Dergi (Haber eki) Ekim - 2005

CANLI YAYINA MESAJ GÖNDER