Allah'ın Evi Kabe'nin Tarihi
Ka'be kutsal topraklar içerisinde yer alan ve Müslümanların namazlarını kılarken yöneldiği, kutsal mekan. Allah'ın Evi.
Sözlükte "dört köşeli veya küp şeklinde olmak" anlamındaki ka'b kökünden gelen ka'be "küp şeklinde nesne" demektir. Kur'ân-ı Kerîm'de adı iki defa geçen Kâbe'ye bir kısmı yine Kur'an'da yer alan Beyt, Kıble, Hamsâ, Müzheb gibi çeşitli isimler de verilmiştir; halk arasında daha çok Kâ'be-i Muazzama tabiri kullanılmaktadır.
Kâbe (Kâbe-i Şerif, Kâbe-i Muazzama veya Beyt-i Atik), Mekke'de Mescid-i Haram'da yer alan ve İslam dininde en kutsal sayılan kübik yapı. İslamda beytullah (Allah'ın evi), beyt (ev) veya Beyt-atik (eski ev) diye de anılır. İslâm dininin ilk ve en kutsal mekânı kabul edilir. Bu yapının etrafında Mescid-i Harâm bulunur. Kur'an'da Kâbe'nin İbrahim ve oğlu İsmail tarafından inşa edildiği ifade edilir.
Dünya'daki bütün Müslümanlar, nerede olurlarsa olsunlar, namazlarını Kâbe'ye dönerek kılarlar. Kâbe'nin olduğu yöne kıble denir.
İslam öncesinde Arap yarımadasında çok sayıda kutsal mekan ve buralarda inşa edilen kübik ilah evleri ( Kabe ) bulunduğu, kutsal kabul edilen mekanlar ve ilah evlerinin Araplarca haram aylar boyunca ziyaret edilerek buralarda değişik tapınmaların gerçekleştirildiği bilinmektedir.
Tarihte olduğu gibi günümüzde de bazı dini gruplar Kabe ve Karataş'ın kutsallığı çerçevesinde icra edilen dini uygulamalara karşı çıkmaktadırlar.
Kâbe'nin ilk olarak Adem tarafından yapıldığına ancak Nuh tufanında yıkılan Kâbe'den geriye sadece temellerinin kaldığına inanılır. İbrahim(a.s)'e Kâbe'nin yeri gösterilmiş, İbrahim ve oğlu İsmail peygamberler tarafından temelleri yükseltilmiştir. (Bakara; 127) İslam'dan önce Kâbe'de pagan Araplar tarafından kutsal sayılan 360 tane put bulunmaktaydı. Bunların en büyüğü ve en güçlüsü Al-İlâh'ın Al-Uzza, Al-Menat ve Al-Lât adlı üç kızı olduğuna inanılırdı. Putların yanı sıra İsa ve Meryem'in figürlerinin de yer aldığı kaydedilmiştir. Hz.Muhammed (s.a.v.) zamanında Kâbe Müslümanların kontrolüne geçti ve bütün putlar kaldırıldı. Kâbe bugün 16 metrelik yüksekliğe sahiptir. Ancak Mekke'nin fetih günü Hz.Muhammed(s.a.v.)'in damadı Hz. Ali'yi omuzlarına çıkarıp onun da Kâbe'nin üzerindeki putları aşağı indirip kırdığına dair hadise dayanarak 630 yılında yüksekliğinin günümüzdekinden daha alçak olduğuna inanılır.
Bağımsız tarihçi ve arkeolojik bulgulara göre Kâbe'nin orijini ve tarihçesi
Karataş İslam öncesi dönemde Petra'da bir adı da Kaab olan tanrıça Al-lat'ın sembolü durumundaydı.
Gibbon gibi bazı tarihçilere göre Diodorus adlı Eski Yunan tarihçinin (MÖ I. yy.) "Orada, tüm Arapların çok saygı duyduğu çok kutsal bir tapınak kuruldu." şeklinde bahsettiği yer Kâbe'dir. Kâbe, tarih boyunca birçok değişikliklere maruz kalmıştır. Çeşitli dönemlerde kısmen ya da bütünüyle yeniden inşa edilmiştir. Muaviye'nin ölümü sonrasında çıkan Yezid ve Abdullah bin Zübeyr (r.anh)savaşında Kâbe, mancınık atışından isabet alarak yıkılmış ve yanmıştı. İsabet alan karataş üç parçaya bölünmüştür. İbn-i Haccac Kâbe'nin İbni Zübeyr tarafından yıktırılıp Kureyş'in inşa ettiğinden farklı bir şekilde yapıldığını Mervan'a söylemiş, Mervan ve birçok halife Kâbe'yi eski şekline döndürmek istemiş, ancak bunda muvaffak olamamıştır. Bunda Malik bin Enes Kâbe'yi sürekli yıkıp yeniden yapmanın onun itibarını Müslümanlar nezdinde yok edeceğini söylemesinin etkili olduğu ifade edilmiştir.
Kâbe'nin planı
Kâbe'nin de içinde bulunduğu alanı çevreleyen büyük mescide "Mescid-i Harâm" denilmektedir. Kâbe'nin geniş duvar yapısı yaklaşık bir küp biçimindedir. Kabe'nin Kuzeydoğu duvarı 12,63 kuzeybatı duvarı 11,03 güneybatı duvarı 13,10 metre güneydoğu duvarı 11,22 metre ve yüksekliği 13 metredir. Böylece 145 m² alan üzerine kurulmuştur. Duvarlarında kullanılan taşlar Mekke tepelerindeki granit taşlardandır.
Kâbe'nin bölümleri
Kâbe'nin içerisine ancak yılda iki defa (Ramazan ayı başlamadan ve Kurban Bayramı ile Hac ziyaretleri başlamadan yaklaşık 15 gün önce) "Kâbe'yi temizleme töreni" adı verilen törenle Kâbe'nin anahtarını geleneksel olarak ellerinde tutan Beni Şeybe kabilesi mensupları ve seçilmiş misafirler girebilmektedir. Kâbe kapısı zeminden yüksekte olduğu için özel bir tekerlekli merdiven kullanılarak girilir. Kâbe'nin tavanı ahşaptır. Tabanı mermer ve kireçtaşı kareler ile kaplıdır. Tavana kadar iç duvarlarının alt yarısı mermerle kaplı olup bu mermer duvar üstüne üzerine Kur'an'dan ayetler kazılmış olan mermer tabletler konulmuştur. İç duvarların üst tarafı üzerinde altın işleme ile Kur'an ayetleri bulunan bir yeşil bez ile kaplıdır.
Hacerü'l-Esved: Doğu köşesinde bulunan kara parlak taştır. Müslümanlar tarafından Cennet'ten indiğine inanılır. Kâbe'de çıkan bir yangında bu taş ısı değişimi nedeniyle kırılıp 15 parçaya bölünmüştür. Günümüzde taşın parçaları gümüş bir çerçeveyle bir arada tutulmaktadır. Görünen kısmı yaklaşık 16,5x20 cm'dir. 930'da Mekke'yi basıp Kâbe'yi ellerine geçiren Ebu Tahir Cannabi idaresindeki Karamatiler bu taşı Mekke'den alıp Doğu Arabistan'da üsleri olan el-Ahsa vahasına götürmüşler ve Abbasiler de 952'de bu taşı geri almak için büyük fidye ve tazminat vermek zorunda kalmışlardır.
Kâbe Kapısı: Kâbe'nin doğu duvarında zeminden 2,13 metre yükseklikte bulunmaktadır.
Altın Oluk veya Mizab: Kuzey duvarı üzerinde bulunan altından yapılmış oluk. Mekke'de ender yağan yağmur sularını Kâbe'nin çatısından indirmek için 1627'de Osmanlılar tarafından yapılmıştır.
Şâdervân: Kâbe'nin duvarlarının diplerini yağmur ve sel sularından korumak amacıyla yapılan mermerden koruma.
Hicr:"Hicru İsmail" olarak da bilinen, Kâbe'nin batı duvarının önünde bulunan ve 90 cm yüksekliğinde ve 1,5 m eninde beyaz mermerden yapılmış "İsmail Duvarı" ya da "Hatîm" adı verilen kavisli yarım daire şeklinde alçak duvarla sınırlanmış bir bölge.
Multezem : Kâbe'nin doğu duvarında Kâbe kapısı ile Hacerü'l-Esved arasındaki duvar kısmı. Bazı hadislerde multezemin duaların kabul edildiği mubarek bir yer olduğu belirtilmiştir. Peygamber ile sahabe ve tabiinden birçok kimsenin burada dua ettiği nakledilmiştir. Abdullah b. Amr b. As, Peygamber'in multezeme gelerek göğsünü, yüzünü ve ellerini açarak oraya yapıştırdığını ve o şekilde dua ettiğini rivayet etmektedir. Ancak izdihamdan dolayı günümüzde başkalarına eziyet etmeden bunun yapılmasına imkân yoktur. Bu sebeple multezemin karşısında durularak dua edilmesi daha uygundur.
Makam-ı İbrahim: İbrahim (a.s.) ve oğlu İsmail (a.s.) tarafından Kâbe inşa edilmekte iken İbrahim'in ayak izini bıraktığı bir mevki.
Hacerü'l-Esved veya Şarki köşe: Doğu köşesi.
Yemânî veya Ruknülyemânî köşe: Güney köşesi.
Şâmî köşe: Batı köşesi.
Irakî köşe: Kuzey köşesi.
Kâbe Örtüsü veya Kisve: Kâbe'nin üzerine örtülen altın işlemeli hat yazıları bulunan siyah bir örtü. Üzerindeki örtü ipekli bir kumaştan dokunmuş olup, üzerine Kelime-i Şehadet işlenmiş, çatıya yakın kısmında çevresine altın işlemeli bir şerit geçirilmiş; kemer biçiminde olan bu şeritte de Kur'an ayetleri işlenmiştir. Bu örtü her sene hac mevsiminde yenilenmektedir.
Cebrail Makamı: Kâbe'nin doğu duvarının önünde kapının bulunmadığı kısımda "Irakî" köşesinin hemen yanında bulunan mevkii.
Kâbe'nin Dini önemi
Kâbe, Müslümanların namaz ibadetleri sırasındaki yöneldikleri kıbledir. Hanefi mezhebine göre Kâbe ve onun üzerinden semaya doğru olan boşluk kıbledir, Şafii mezhebine göre sadece Kâbe'nin bina kısmı kıbledir.
Hac
İslam'ın şartlarından olan Hac ibadeti Kâbe ziyaretini ve tavafını da kapsar. İslâm'ın beş temel şartından biri olan Hac sırasında Kâbe; farz olan ziyaret tavafı ve vacib olan veda tavafı ile en az iki kere tavaf edilir. Bunların dışındaki tavaflar ise sünnettir. Tavaf, (yukarıdan bakıldığında) saat yönünün tersine bir yönde Hacerü'l-Esved köşesinden başlayarak Kâbe'nin etrafında yedi tam tur yürümektir. Tavaf sırasında dönülen her bir tura ise şavt denir. Tavaf ayrıca Umre'nin de şartları arasındadır. Hac sırasında yaklaşık 6 milyon hacı toplanarak aynı gün tavaf yaparlar.