Kuran-ı Kerim'de İnsan

Kuran öncelikle insanın topraktan yaratıldığını hatırlatıyor: "O ki, yarattığı her şeyi güzel yaptı. İnsanı yaratmaya da çamurdan başladı." (Secde 7) Topraktan yaratılan insan yine toprağa dönecektir. Bu sebep ile daima bu bilinçte hareket edilmelidir.
İnsan en güzel şekilde ve kusursuz olarak yaratılmıştır. Ama yaratılış gereği kulluk görevini yapmazsa esfel-e sâfiline indirilecek yani insanların en aşağısı olacaktır. Rabbimiz ayette: "Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık. Sonra onu, aşağıların aşağısına indirdik." (Tin 4-5) buyuruyor.
İnsan zayıf olarak yaratılmıştır, dolayısıyla Allah'a her zaman muhtaçtır ve Allah'ı unutmaması gerekir. Nitekim Rabbimiz Kuran-ı Kerimde: "Allah sizden (yükümlülükleri) hafifletmek istiyor. Çünkü insan zayıf yaratılmıştır." (Nisa-28) buyuruyor. Maalesef bu zayıflığı insan başına bir musibet, hastalık, bela gelince fark etmektedir.
İnsan çok acelecidir. İsteklerinin hemen olmasını ister, istediği şeyler istediği süre zarfında gerçekleşmediği zaman ümitsizliğe kapılır ve isyan etmeye başlar. Öfkeye kapıldığı zamanlarda da bir saat sonrasını düşünmeden anlık yanlışlıklar yapabilir. Bu durum Kuran'da: "İnsan hayrı istediği gibi şerri de ister. İnsan pek acelecidir."(İsra -11) şeklinde açıklanmaktadır.
Rabbimiz Kuran'da: "Şüphesiz ki insan Rabbine karşı pek nankördür. Elbette buna kendisi de şâhittir." (Âdiyât 6-7) buyurmaktadır. Bu ayet ile Yüce Rabbimiz ne kadar nimet verirse versin insanın şükretmeyip daima nankörlük yaptığını anlatmaktadır. Nitekim verilen nimetlerin kıymeti bilinmeyip hep daha fazlası istenip doyumsuz bir hayat geçirildiğini ve kendisi de bunun bilincinde olduğu ifade edilmektedir.
İnsan Rabbinin kendisine verdiği nimetleri fakirler, yetimler ile paylaşma konusunda çok cimridir. Nitekim Kuran-ı Hâkim'de: "Hayır! Doğrusu siz, yetîme ikrâm etmiyorsunuz; yoksulu yedirmeye birbirinizi teşvîk etmiyorsunuz! Haram helâl ayırmaksızın mîrâsı hırsla yiyorsunuz. Malı aşırı derecede seviyorsunuz!" (Fecr 17-20)
"Gerçekten insan, pek hırslı (ve sabırsız) yaratılmıştır. Kendisine fenâlık dokunduğunda, sızlanır, feryâd eder, ona imkân verildiğinde ise cimrileşir, pinti kesilir." (Meâric 19-21) buyrulmaktadır.
İnsan çok kıskanç bir varlıktır. Bu konu ile ilgili Yüce Rabbimiz:
"…Nefsler kıskançlığa meyilli olarak yaratılmışlardır…" (Nisâ, 128)
"Yoksa onlar, Allâh'ın lutfundan verdiği şeylerden dolayı insanları kıskanıyorlar mı?" (Nisâ 54) buyurmaktadır.
Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:
Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. (Zariyat-56) Açık ve net bir şekilde anlaşıldığı üzere Dünya'ya geliş sebebimiz Rabbimize kulluk etmektir. Dolayısıyla gelip geçici bir dünya nimetlerine aldanıp da Allah'a kulluktan mahrum olmamak gerekir. İnsanın Dünya'ya geliş sebebini net bir dille ifade eden bu ayeti daima hatırlayıp kulluk bilinciyle hareket etmek gerekir.
İnsana ait zikrettiğimiz vasıfları dizginlemek yine insanın kendi elindedir. İnsan, bu vasıflarına sahip çıkarak eşref-i mahlukât (en şerefli mahlûk) da olabilir ve Rasulullah (s.a.s.)'in meleklerin dahi çıkamadığı seviyeye çıkması gibi yüce bir makama erişebilir. Ancak insan, bu özelliklerinin esiri olur ise Kuran'da da ifade edildiği gibi "esfel-e safilin" (hayvandan daha aşağı) seviyesine inebilir. Bütün bunlar insanın bizatihi yaptıkları ile ilgilidir. Rabbim cümlemize en şerefli mahlûk olup Rabbimizin rızasını kazanabilme şuuruyla yaşamayı nasip eylesin…
VAV RADYO