Mukabele
Osman Şahin'in sesinden 22. Cüz I Mukabele
22. cüz, Ahzab Suresi'nin 31-73. ayetlerini, Sebe ve Fatır surelerinin tamamını ve Yasin Suresi'nin 1-28. ayetlerini ihtiva eder.
22. CÜZDE HANGİ SURELER BULUNUR?
🔸 Kur'an-ı Kerim'in 22. cüzü, Ahzab Suresi'nin 31-73. ayetlerini, Sebe ve Fatır surelerinin tamamını ve Yasin Suresi'nin 1-28. ayetlerini ihtiva eder.
AHZAB SURESİ
🔸 Medine döneminde inen Ahzab Suresi, 73 âyettir.
🔸 Sure, adını 20 ve 22. âyetlerde geçen "gruplar" anlamına gelen "el-Ahzâb" kelimesinden almıştır.
🔸 Sure, Kur'an-ı Kerim'deki sıralamada otuz üçüncü, iniş sırasına göre doksanıncı sûredir.
🔸 Surede başlıca Hendek ve Benî Kureyza savaşları ile aile hayatına dair bazı hükümler konu edilmektedir.
AHZAB SURESİ'NDE VURGULANAN KONULAR
🔸 21. cüzde Ahzab Suresi'nin 1-30. ayetleri, 22. cüzde ise 31-73. ayetleri yer almaktadır.
🔸 Surenin 1-8. ayetlerinde Allah'ın vahyine uyulması gerektiği belirtilir. Cahiliye dönemine ait olan soy üstünlüğü ortadan kaldırılmıştır. Bütün Müslümanların dost ve kardeş olarak eşit haklara sahip oldukları anlatılır.
"Evlâtlıklarınızı babalarının soy adlarıyla anın. Bu Allah katında adalete daha uygun bir davranıştır. Eğer onların babalarını bilmiyorsanız o zaman kendileri sizin din kardeşleriniz ve dostlarınızdır. Yanıldığınız hususta size günah yoktur, fakat bilinçli ve kasıtlı olarak yaptıklarınızdan sorumlusunuz. Allah çok bağışlayıcı ve ziyadesiyle esirgeyicidir." Ahzab Suresi, 5. ayet
🔸 9-20. ayetlerde Hendek ve Ahzab adıyla da anılan savaş anlatılmaktadır. Müttefik kuvvetlerin Medine'ye hücumu, savaş karşısında münafıkların tutumu, Müminlerin bu savaşla imtihan edildikleri söz konusu edilir.
🔸 21-27. ayetlerde ise Müminlerin savaş karşısındaki tutumları, Müslümanların savaş karşısında çetin bir mücadele verdikleri, bu sebeple de iman ve teslimiyetlerinin arttırıldıkları bildirilir. Bu savaşın en önemli sonucu Medine ve çevresindeki Yahudi tehlikesinin ortadan kalkmış olmasıdır.
🔸 28-34. ayetlerde Efendimiz örnek aile hayatından bahsedilmektedir.
"Ey peygamber! Eşlerine şöyle de: "Dünya hayatını ve güzelliklerini istiyorsanız gelin size bir şeyler vereyim sonra da güzellikle sizi serbest bırakayım."
Yok eğer Allah'ı, resulünü ve âhiret yurdunu istiyorsanız şunu bilin ki Allah, içinizden güzel davrananlara büyük bir ödül hazırlamıştır." Ahzab Suresi, 28-29. ayetler
🔸 Surenin 41-52. âyetlerinde peygamberin yalnızca dini konularla ilgili değil aile hayatında ve sosyal yaşantısında da örnek bir şahsiyete sahip olduğu bildirilir.
🔸 53-58. ayetlerde Peygamberimiz ve hanımlarından örnekle müminlerin uymaları gereken kurallar zikredilmiştir.
🔸59-68. ayetlerde yalan haber yayan, Mümin kadınlara iftara atan münafıklara karşı Müslümanların dikkatli olmaları gerektiğine vurgu yapılmıştır.
🔸 69-73. âyetlerde ise Müslümanların Yahudilere benzememeleri gerektiği emredilmiştir. İlk ayette olduğu gibi son ayette de münafıklara uyulmaması gerektiği onların Allah tarafından azaba uğratılacağı bildirilmiştir.
"Biz emaneti göklere, yerküreye ve dağlara teklif ettik, ama onlar bunu yüklenmek istemediler, ondan korktular ve onu insan yüklendi. Kuşkusuz insan çok zalim, çok bilgisizdir."
"Böyle yaptı ki Allah, münafık erkekleri ve münafık kadınları, müşrik erkekleri ve müşrik kadınları cezalandırsın, mümin erkeklerin ve mümin kadınların da tövbelerini kabul buyursun. Allah çok bağışlayıcı, ziyadesiyle esirgeyicidir." Ahzab Suresi, 72-73. ayet
SEBE SURESİ
🔸 Mekke döneminde inen Sebe Suresi, 54 âyettir.
🔸 Sure, adını 15. âyette geçen "Sebe" kelimesinden almıştır.
🔸 Sebe Suresi, Kur'an-ı Kerim'deki sıralamada otuz dördüncü, iniş sırasına göre elli sekizinci sûredir.
🔸Surede müşriklerin ahireti inkâr etmeleri, Davûd ve Süleyman Peygamberlerin kıssaları ve müşriklerin Hz. Muhammed'in peygamberliği hakkındaki bazı şüpheleri konu edilmektedir.
SEBE SURESİ'NDE VURGULANAN KONULAR
🔸 Sebe Suresi'nin 3-9. ayetlerinde Allah'ın nitelikleri övüldükten sonra inkarcıların ahiret hayat hakkındaji görüşlerine yer verilir. İnkarcılara göre öldükten sonra dirilme gerçekleşmeyecektir. Ayetlerde kıyametin mutlaka kopacağı, bu dünyada yapılanların karşılığının muhakkak görüleceği bildirilmiştir.
"Kendilerini her yönden kuşatan göğe ve yere bakıp düşünmezler mi? Dilesek onları yerin dibine geçirir veya gökten üzerlerine parçalar düşürürüz. Kuşkusuz bütün bunlarda Allah'a yönelen her kul için alınacak bir ders vardır." Sebe Suresi, 9. ayet
🔸 10-21. ayetlerde iyi kullar ve asi kullardan örnekler verilmiştir. Ayrıca Hz. Davud ve Süleyman kıssasına da yer verilmiştir. Ölüm meselesi üzerinden anlatılan Hz. Davud kıssasında peygambere bağışlanan manevî imtiyazlara, bunun yanında demirin onun elinde yumuşamasına, rüzgârın ve cinlerin Hz. Süleyman'ın emrine verilmesine değinilmiştir.
🔸 Bu kıssalardan sonra Arap yarımadasında meşhur olan Sebe Krallığı ve halkı hakkında kısaca bilgi verilmiştir. Bu halk gerçeği kabullenemedikleri için sel felaketiyle helak edilmiştir.
"Andolsun ki oturdukları yerlerde Sebe kavmine ait büyük bir işaret vardı. Biri sağda diğeri solda iki bahçe. "Rabbinizin bahşettiği rızıktan yiyin ve O'na şükredin. Ne güzel bir belde, ne bağışlayıcı bir rab!"
"Ama onlar yüz çevirdiler. Biz de üzerlerine Arim selini gönderdik. Onların iki bahçesini, acı yemişli, ılgınlı ve birkaç da sedir ağacı bulunan iki bahçeye çevirdik." Sebe Suresi, 15-16. ayet
🔸 21-42. ayetlerde Efendimiz'in bütün insanlara bir uyarıcı olarak gönderildiği belirtilmştir.
🔸 Ardından ahiret hayatı anlatıldıktan sonra önceki kavimlerden de inanmayan insanların ahiretteki acıklı hallerine yer verilmiştir. İman ve güzel davranışlar eşlik etmezse mal ve evlat zeginliğinin kişiyi kurtuluşa ulaştıramayacağı vurgulanmıştır.
🔸 43-50. ayetlerde ise Hz. Peygamber dönemindeki müşriklere hitap edilir. Efendimizin sözünü "büyüleyici söz" olarak nitelendiren müşriklerin daha evvelinde ne bir ilahi kitap okudukları ne de bir peygamberle karşılaştıkları vurgulanmıştır. Bu ithamlar üzerine Efendimizin şu cevabı vermesi emredilmiştir:
De ki: "Size tek bir öğüt vereceğim: Allah için, başkalarıyla birlikte veya tek başınıza şöyle bir durup düşünün! (Görüyorsunuz ki) arkadaşınızda cinnetten eser yok; o ancak şiddetli bir azap öncesinde sizi uyaran bir kimse." Sebe Suresi, 46. ayet
FATIR SURESİ
🔸 Mekke döneminde inen Fatır Suresi, 45 ayettir.
🔸 Sure ismini birinci âyette geçen "yoktan var eden, yaratan" anlamındaki "Fâtır" kelimesinden almıştır.
🔸 Fatır, Kur'an-ı Kerim'deki sıralamada otuz beşinci, iniş sırasına göre kırk üçüncü sûredir.
🔸 Surede Allah'ın varlığına ve birliğine işaret eden kâinat olayları, öldükten sonra dirilme, Allah'ın nimetleri ve mü'minle kâfir arasındaki farklar konu edilmektedir.
FATIR SURESİ'NDE VURGULANAN KONULAR
🔸 Surenin 1-11. ayetlerinde meleklerin vasıflarına yer verilmektedir. İnsanların neden gerçekten yüz çevirdikleri de anlatılır. İnsanların gerçeklerden yüz çevirmeleri kendilerini beğenmek, geçici dünya zevklerine düşkün olmak, şeytana uyup kötü işleri güzel görmek gibi faktörlerden kaynaklandığı için ayetlerde Allah Resulünün onlar için fazlaca üzülüp kendini harap etmesi gerekmediği vurgulanmıştır.
🔸 Surenin 18-26. ayetlerinde peygamberlikle ilgili konulara yer verilir. Hiçkimsenin bir başkasının günahını yüklenemeyeceği bildirilir. Ayetlerde ayrıca inanlar ve inanmayanlara da temas edilmiştir. Peygamberlerin yalanlanmasının insanlık tarihi boyunca gerçekleştiği ifade edilmiştir.
"Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez. Günah yükü ağır gelen kimse onun taşınması için yardım çağrısında bulunsa -çağrılan yakını bile olsa- o yükten hiçbir şeyi başkası üzerine alamaz. Sen ancak, görmedikleri halde rablerinden korkanları ve namazı özenle kılanları uyarabilirsin. Kim arınırsa sadece kendi yararına arınmış olur. Her şeyin sonu Allah'a varır." Fatır Suresi, 18. ayet
🔸 Surenin 27-37. ayetlerinde kainatın işleyişine dikkat çekilir, tabiatı inceleyenlerin onun yaratıcısının kuvvetini de idrak edilebileceğini bildirir. Ku'an-ı Kerim'i okuyanların, namazını kılanların ve insanlara yardımda bulunanların Allah'ın lutfuna mazhar olacakları müjdelenir.
🔸Surenin 38-45. ayetlerinde tehvih, peygamberlik ve hidayet konuları işlenir. Kainatın bütün sırlarının Allah tarafından bilindiğinin altı çizilir. Fâtır Suresi, Allah'ın her şeyi bildiği ve her şeye gücü yettiği halde insanları amelleri sebebiyle hemen cezalandırmadığını, uygun bir zamana ertelediğini bildiren uyarıcı bir âyetle son bulur.
"Şayet Allah insanları yapıp ettikleri yüzünden hemen cezalandıracak olsaydı, yerin üstünde tek bir canlı bırakmazdı; fakat onlara belirlenmiş bir vadeye kadar mühlet veriyor. Vadeleri dolduğunda ise (herkes anlayacaktır ki) Allah kullarını hakkıyla görüp bilmektedir." Fatır Suresi, 45. ayet
YASİN SURESİ
🔸 Mekke döneminde inen Yasin Suresi, 83 ayettir.
🔸 Sure, ismin ilk ayeti oluşturan "Yâ-Sîn" harflerinden almıştır.
🔸 Yasin, Kur'an-ı Kerim'deki sıralamada otuz altıncı, iniş sırasına göre kırk birinci suredir.
🔸 Surede insanın ahlâkî sorumlulukları, vahiy, Hz. Peygamber'i yalanlayan Kureyş kabilesi, Antakya halkına gönderilen peygamberler, Allah'ın birliğini ve kudretini gösteren deliller, öldükten sonra dirilme,hesap ve ceza gibi konuda işlenmiştir.
YASİN SURESİ'NDE VURGULANAN KONULAR
🔸 22. cüz Yasin Suresi'nin 1-28. ayetlerini ihtiva etmektedir.
🔸 Yasin Suresi'nin 1-12. ayetlerinde, İslam akaidinin üç esası olan tevhid, nübüvvet ve ahiret konuları hususuna genişçe yer verilmiştir. Sure dört bölüm halinde incelenebilir. İlk ayetlerde Kur'an'ın gaflette bulunanlar için indirildiği bildirilir.
🔸Gönülleri ilahi bilgiye açmayan, Allah'ı andığında içi ürpermeyen kimselerin bütün uyarılara rağmen iman etmeyeceği bildirilir.
"Onların önlerinden bir set, arkalarından da bir set çektik, böylece gözlerini perdeledik; onlar artık göremezler."
"Kendilerini uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir, asla iman etmezler." Yasin Suresi, 9-10. ayetler
🔸 Surenin 13-32. ayetlerinde ashâbü'l-karye ismi verilen bir yerleşim yeri halkının kıssası anlatılır. Üç tebliğci gelen bu yerleşim yerindeki halk, elçileri yalanlamış, kendilerine uğursuzluk getirmekle itham etmişlerdir. Tebliğden vazgeçmedikleri takdirde işkenceyle öldürülecekleri bildirilmiştir. Halk tarafından biri iman edince inkancılar tarafından bu kişi öldürülmüştür. Bu yaptıkları eylem sonucunda ise o yerleşim yerinin halkı korkunç bir sesle helak olmuşlardır.
"Ondan sonra kavmi üzerine gökten bir ordu indirmedik, indirmeyiz de."
" (Cezaları) korkunç bir sesten ibaretti; sönüverdiler."
"O kullara yazıklar olsun! Kendilerine bir peygamber gelmeye görsün, onu mutlaka alaya alırlardı." Yasin Suresi, 28-30. ayetler
MUKABELE NASIL OKUNUR?
Mukabele karşılık verme, karşılıklı okuma anlamına gelir. Bir kimsenin Kur'an'ı ezberden veya kitaptan yüksek sesle okuması ve onu dinleyen topluluğun da sessizce Kur'an'dan takip etmesi anlamına gelen mukabele şu şekilde okunmalıdır:
🔸 Okumaya başlamadan önce ağız misvakla temizlenmeli.
🔸 Mescit veya bir başka temiz yerde okunmalı.
🔸 Kıbleye yönelmeli.
🔸 Allah Teâla'nın Nahl suresinin 98'inci ayetinde buyurduğu üzere "Kur'an okuyacak olduğun zaman, kovulmuş şeytandan Allah'a sığın" sözünden hareketle Kur'an okumaya başlarken euzü besmele çekilmelidir.
🔸 Tevbe Suresi hariç her surenin başında besmele çekilmelidir.
🔸 Okunan Kur'an ayetlerini huşu ile dinleyip anlamları hakkında düşünmelidir.
🔸 Sesi güzelleştirmek ve Kur'an-ı Kerim'i tane tane okumak gerekir. Aceleci davranmamak ve med kaidelerine uymak gerekir.
PEYGAMBERİMİZ KUR'AN'I BAŞKASINDAN DİNLEMEYİ SEVERDİ
Peygamber Efendimiz (sav), Kur'an'ı başkasından dinlemeyi severdi. Başkasından dinlerken mübarek gözyaşlarını tutamazdı.
🔸 Bir hadiste, Allah'ın evlerinden birinde O'nun kitabını okuyan ve müzakere eden cemaati rahmetin kaplayacağı, onları meleklerin kuşatacağı ve Allah Teâlâ'nın o mecliste yer alanları kendi nezdinde bulunanlara bildireceği kaydedilir.
Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî
Resulullah (sav) bana hitaben: "Bana Kur'ân oku!" buyurdu. Ben "Ya Resûlallah! Kur'ân sana indirildiği halde, sana Kur'ân'ı ben mi okuyacağım?" dedim. Allah Resulü (sav) "Ben Kur'an'ı kendimden başka birisinden dinlemeyi hakikaten severim" buyurdu. Bunun üzerine, Resul-i Ekrem'e (sav) Nisâ suresinden okumaya başladım.
Nihayet "Her ümmetten birer şâhit getirdiğimiz ve ey Muhammed, onların üzerlerine de seni şâhit olarak getirdiğimiz zaman onların hâli nice olur?" ayetine geldiğimde, Resûl-i Ekrem Efendimiz (sav) "Şimdilik yeter!" buyurdu. Dönüp baktığımda, bir de ne göreyim, Resul-i Ekrem Efendimizin (sav) iki gözünden yaşlar akıyordu.