Mukabele

Osman Şahin'in sesinden 2. Cüz I Mukabele

Bakara suresinin 142. ayetinden 253. ayetine kadar olan bölümü ihtiva eder

2. CÜZDE HANGİ SURE BULUNUR?

🔸 Kur'an-ı Kerim'in 2. cüzü, Bakara suresinin 142. ayetinden 253. ayetine kadar olan bölümü ihtiva eder. BAKARA SURESİ Bakara suresi, Kur'an-ı Kerim'in ikinci ve en uzun suresidir. Hicret'in ardından ilk ayetleri Medine'de nazil olan bu surenin nüzul süresi 9 ya da 10 yıl sürmüştür. 286 ayetten oluşan Bakara suresinin başlangıcından 142. ayete kadar olan bölümü 1. cüzde; 142. ayetten 253. ayetine kadar olan bölümü 2. cüzde; 253. ayetten sonuna kadar olan bölümü 3. cüzde yer almaktadır. Bakara suresi 255. ayetteki Ayetü'l kürsî nedeniyle "Suretü'l kürsi", içeriğindeki hükümlerin çokluğu nedeniyle "Füstatü'l Kur'an" olarak da adlandırılmıştır.

🔸 Surenin en meşhur adı olan Bakara, Arapçada sığır, inek manalarına gelir ve Hz. Musa döneminde İsrailoğullarında faili meçhul bir cinayet nedeniyle diyet olarak kurban edilmesi gereken bir inekten bahsedilir.

🔸 Kıssaya göre, katilin bulunamaması nedeniyle toplumda büyük bir gerginlik çıkmış ve Hz. Musa'dan bir çözüm talep edilmiştir. Hz. Musa, Allah'tan aldığı vahye uygun olarak bir inek kesmelerini ve bunun bir parçasıyla maktulün cesedine vurmalarını emretmiş; denilenin yapılması üzerine maktul dirilmiş ve kendisini öldürenin kimliğini açıklamıştır.

Taberî, I, 337-340; Râzî, III, 114

🔸 İsrailoğulları kesmeleri gereken ineği kutsal kabul ettikleri için kesmek istememişler ve sığır hakkında, kesilmesi gereken ineğin özelliklerine dair Hz. Musa'ya pek çok soru sormuşlardır. Ayetlerde ineği bulup kestikleri ama "az daha bunu yapmayacakları" bildirilmiştir.

BAKARA SURESİNDE VURGULANAN KONULAR

Sure, hem sayfa ve ayet bakımından Kur'an-ı Kerim'in en uzun suresi, hem de içeriğindeki konular ve çeşitlilik bakımından çok yönlüdür. Bakara suresinde ilk olarak imanın esasları, insanın yaratılışı, kıblenin değişmesi, namaz, oruç, hac, sadaka, boşanma, nesep, nafaka, borçların kaydedilmesi gibi konulara yer verilmiştir. Surede ön planda tutulan hedeflerin üç noktada yoğunluk kazandığı belirtilir:

🔸 İslam'ın iman esaslarını açıklamak, tevhid inancının özelliklerini ifade etmek ve Müslümanların nasıl bir Allah inancına sahip olmaları gerektiğini tanımlamak.

🔸 Kur'an-ı Kerim hidayetinin ne olduğunu ve bu hidayet karşısında insanların durumu ve yerini belirlemek.

🔸 Müslümanların diğer dinlere mensup kişilerden ayrı, kendine mahsus vasıfları bulunan bir ümmet olduklarını ortaya koymak, ümmetin davranış kurallarını belirlemek ve İsrailoğullarının din anlayışlarında içine düştükleri yanılgı ve sapmalardan misaller vererek Müslümanları uyarmak.

2. Cüz - Bakara suresinin 142-253. ayetleri

Bakara suresinin ikinci cüzü, her yerde Allah'ın kudretini görebilmenin önemini vurgulayan, kıble olarak doğuya ya da batıya yönelmenin de ötesine değinen ayetle başlar. Ayet-i kerimeye göre Allah'ın bir yeri kıble yapması, sadece Peygambere (sav) uyanlar ile uymayanları belli etmek içindir.

🔸 Peygamber Efendimizin (sav) Hicret'in ardından bir süre Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya yönelerek namaz kılmasından memnun olan Yahudiler, ilahi emir ile kıblenin Kâbe'nin olmasından rahatsızlık duymuşlardır.

🔸 Müşrikler ise Resul-i Ekrem'in (sav) Kudüs'e yönelmesinden hoşnutsuzluk duymuşlar; Kâbe'nin kıble olmasına memnun olmuşlardır. Üstelik bu gelişmeyi de Resulullah'ın (sav) tutumunu değiştirerek kendileriyle uzlaşmak istediği şeklinde yorumlamışlardır. Peygamberimizin (sav) bu değişikliği keyfi olarak yaptığını ileri sürmüşlerdir ve ayette cahillik ve kıskançlıkları nedeniyle bu iddiaların sahipleri "sefihler" olarak nitelendirilmiştir.

🔸"İnsanlardan bir kısım sefihler, "Onları şimdiye kadar yöneldikleri kıbleden vazgeçiren sebep nedir?" diyeceklerdir. De ki: Doğu da batı da Allah'ındır. O, dilediğini dosdoğru yola iletir." "İşte böylece, siz insanlara şahit olasınız, peygamber de size şahit olsun diye sizi vasat (örnek) bir ümmet yaptık. Biz bu yöneldiğin kıbleyi özellikle Resule uyanlarla sırt çevirenleri açıkça ayırt edelim diye belirledik. Bu, Allah'ın hidayet verdiği kimselerden başkasına elbette ağır gelecektir. Allah imanınızı asla zayi edecek değildir. Çünkü Allah insanlara karşı çok şefkatli, çok merhametlidir."

🔸 Sonraki ayette Peygamber Efendimiz (sav) ve tüm Müslümanların namazlarında Kâbe'ye yönelmeleri bir kez daha tekrarlanmış ve Allah Teâlâ'nın bir hükmü ortadan kaldırıp yerine başka bir hüküm koyabileceğine dikkat çekilmiştir.

🔸 Kâbe üç semavi dinin de temsilcisi ve tevhid inancının öncüsü olan, peygamberlerin atası Hz. İbrahim tarafından inşa edilmiştir. Bu nedenle kıble olmaya en lâyık mabed de burası olarak görülmüştür. Müslümanların yerine getirmekle yükümlü oldukları namaz ibadetinde Kâbe'ye yönelmeleri, burayı bir tevhid odağı haline getirecektir.

🔸 Diğer yandan Müslümanların Kudüs'e yönelerek namaz kılmaları Yahudileri şımartmıştır ve yozlaştırılmış bir dine mensup olan Yahudileri taklit ediyor gibi görünmenin Peygamberimizi (sav) rahatsız etmiş olabileceği ifade edilir. Bu nedenle Kâbe'nin kıble olması hem dini hem de siyasi manalar taşımıştır.

🔸 Ayet-i kerimede Allah Resulü'nün özlemini çektiği bu husus gerçekleşmiş ve ayetin nüzul olduğu andan itibaren Müslümanların Kâbe'ye yönelerek namaz kılmaları farz olmuştur. "Biz senin, yüzünü göğe doğru çevirdiğini elbette görüyoruz. İşte şimdi kesin olarak seni memnun olacağın kıbleye döndürüyoruz. Artık yüzünü Mescid-i Harâm tarafına çevir; nerede olursanız olun yüzünüzü o yöne çevirin. Kuşku yok ki kendilerine kitap verilenler onun rablerinden gelmiş bir gerçek olduğunu elbette bilirler. Allah onların yaptıklarından habersiz değildir."

Daha Fazla Göster
CANLI YAYINA MESAJ GÖNDER