İshak Danış - Kur'an-ı Kerim Tilaveti
İshak Danış'ın sesinden 21. Cüz | Mukabele
Kur'an-ı Kerim'in 21. cüzü, Ankebut Suresi'nin 46-69. ayetlerini, Rum, Lokman ve Secde Suresi'nin tamamını, Ahzab Suresi'nin 1-31. ayetlerini ihtiva eder.
21. CÜZDE HANGİ SURELER BULUNUR?
🔸 Kur'an-ı Kerim'in 21. cüzü, Ankebut Suresi'nin 46-69. ayetlerini, Rum Suresi, Lokman Suresi ve Secde Suresi'nin tamamını Ahzab Suresi'nin 1-31. ayetlerini ihtiva eder.
ANKEBUT SURESİ
🔸 Mekke döneminde inen Sure, 69 âyettir.
🔸 Sure, adını 41. âyette geçen "örümcek" anlamına gelen Ankebût kelimesinden almıştır.
🔸 Sure, Kur'an-ı Kerim'deki sıralamada yirmi dokuzuncu, iniş sırasına göre seksen beşinci sûredir. Rûm Suresi'nden sonra, Mutaffifîn Suresi'nden önce inmiştir.
🔸 Kasas Suresi'nde başlıca, Allah'ın birliği, peygamberlik, öldükten sonra dirilme gibi temel inanç konuları ile Nûh, İbrahim, Lût ve Şu'ayb gibi peygamberlerin ibret dolu kıssaları konu edilmektedir. Yine Âd ve Semûd gibi kavimlerle Kârûn ve Hâmân gibi tarihin azgın liderlerinin başlarına gelenlere dikkat çekilmektedir.
🔸 Bir önceki Kasas sûresinde (âyet 85) Hz. Peygamber'in, bu surede ise (âyet 56) müminlerin hicretine işaretler bulunmaktadır. Bu durum, her iki sûrenin hicret sırasında yakın aralıklarla nâzil olduğuna delil sayılmaktadır.
"Ey inanan kullarım! Benim arzım geniştir; o halde yalnız bana kul olmakta sebat edin." Ankebût Suresi - 56 . ayet
ANKEBUT SURESİ'NDE VURGULANAN KONULAR
🔸 Ankebut Suresi'nin 1-46. ayetleri 20. cüzde, 46-69. sureleri 21. cüzde yer almaktadır.
🔸 Birbiriyle ilişkili çeşitli konuları içeren Ankebut Suresi'nin 1-9. ayetlerinde müminlerin dünya hayatında inançları sebebiyle çektikleri sıkıntıların birer imtiHan olduğu, eski kavimlerin de inananların çeşitli şekillerde imtihanlara tabi tutuldukları, kuvvetlilerin zayıfları ezmeye çalıştıklarından bahsedilir.
" İnsanlar, denenip sınavdan geçirilmeden, "İman ettik" demekle bırakılacaklarını mı sanıyorlar?"
" Andolsun ki biz, onlardan öncekileri de sınamıştık. Allah, elbette doğru olanları ortaya çıkaracaktır; kezâ O, yalancıları da mutlaka ortaya çıkaracaktır." Ankebût Suresi - 2-3 . ayet
🔸 İlerleyen ayetlerde müminlerin imtihanlarından sonra münafıklardan bahsedilmiş, kafirleri ve münafıkları bekleyen acı son anlatılmıştır.
🔸 14-22. ayetlerde ise inanmak istemeyenlerin öteden beri peygamberlerine düşman olduklarına onları göçe zorladıklarına fakat en nihayetinde ilahi cezaya uğradıklarına temas edilir.
"Allah'ın âyetlerini ve O'na kavuşmayı inkâr edenler, işte bunların rahmetimden ümitleri olamaz ve bunlar için acı bir azap vardır." Ankebût Suresi - 23 . ayet
🔸 23-44. ayetlerde Hz. Nûh, Hz. İbrâhim, Hz. Lût gibi bazı peygamberlerin kıssalarına temas edilmiştir. Akıl sahiplerinin önlerine ibretlik olarak serilen bu olayların anlatılmasıyla müminlere güven verilmiş zalimlere ise yaptıklarının sonuçlarının kötü olacağı hatırlatılmıştır.
"Allah'tan başka varlıkların korumasına sığınanların durumu, örümceğin durumuna benzer: Örümcek, (ağını) kendine bir yuva edinir, ama yuvaların en çürüğü de örümceğin yuvasıdır. Keşke bilselerdi!" Ankebût Suresi - 41 . ayet
🔸 45-51. ayetlerde Allah'ın vahiy yoluyla insanları aydınlattığına ve onları kötü yollardan ve bilgisizlikten koruduğuna işaret edilir.
🔸 52-63. ayetlerde Allah'ı inkar edenlerin zarara uğrayacakları, herkesin ölümü tadacağı, Allah'ın huzurunda hesap verileceğine değinilir. İnananların geçim ve açlık sıkıntısı çekmemesi gerektiği, Allah'ın kullarından dilediğine bol bol rızık vereceği de ifade edilmiştir.
🔸 64-68. ayetlerde Ahiret gününe iman edenlerin bu dünyanın geçiciliğini bildiğine ve Allah'ın rızasını gözettiklerine temas edilir.
"Allah hakkında yalan yanlış şeyler uyduran yahut kendisine hakikat geldiğinde onu yalan sayandan daha zalimi kimdir! Cehennemde
Ankebut Suresi'nin tefsirini okumak için tıklayınız
RUM SURESİ
🔸 Mekke döneminde inen Rum Suresi 60 ayettir.
🔸 Sure, adını ikinci âyette geçen "erRûm" kelimesinden almıştır.
🔸 Rum Suresi, mushaftaki sıralamada otuzuncu, iniş sırasına göre seksen dördüncü suredir.
🔸 Surede başlıca kıyametin hâllerinden, Allah'ın kudreti ve birliği gibi meseleler ile Kureyş kabilesinin İslâm'a karşı olumsuz tutumu konu edilmiştir.
RUM SURESİ'NDE VURGULANAN KONULAR
🔸 Surenin 1-16. ayetlerinde ahiret inancı üzerinde durulmuştur. Dünya hayatında iman edip yararlı işler yapanlar âhirette rableriyle karşılaşacakları cennette bulunacaklar, Allah'ın âyetlerini ve âhiret hayatını inkâr edenler ise kötü âkıbete mâruz kalacaklardır ve taptıkları putlar kendilerine hiçbir fayda sağlamayacaktır.
"Onlar dünya hayatının sadece görünen yüzünü kısmen bilirler; âhiret hakkında ise tamamen gaflet içindedirler." Rûm Suresi - 7 . ayet
🔸 Surenin 17-53. ayetlerinde tabiatın yaratılışı ve işleyişi hakkında örnekler verilir. Cenâb-ı Hakk'ın varlığına, birliğine, yaratıcılığın temel ilkelerini oluşturan ilim, kudret ve iradesinin yetkinliğine deliller getirilir.
🔸 Bu ayetlerde insan hayatı için elverişli olan güneş sisteminin düzeninin O'nun emrinde olduğu bildirilir ve dilediği zaman bu düzenin bozulup ikinci hayatın başlayacağı beyan edilir.
"Göğün ve yerin Allah'ın buyruğu ile düzen içinde durması da O'nun kanıtlarındandır. Sonunda O, sizi (bulunduğunuz) yerden bir çağırdı mı hemen çıkıverirsiniz."
"Göklerde ve yerde bulunanlar hep O'na aittir, hepsi O'na boyun eğmiştir." Rûm Suresi - 25-26. ayet
🔸Surede tevhid inancı bir temsille açıklandıktan sonra Hz. Peygamber'e hitap edilerek ondan müşriklere ilfiat etmemesi ve Allah'ın insan türünün fıtratına yerleştirdiği dosdoğru dinin gereklerini yerine getirmesi istenir.
🔸 Sure'nin 54. ayetinden sonra ise ahiret hayatı, insanın dünya hayatında geçirdiği merhaleleri anlatılır. Son üç ayette ise Resûl-i Ekrem'e hitap edilerek hakkın galip geleceği belirtilir. Bunun için sabretmesi ve işin iç yüzüne vâkıf olamayanların kendisini hafife almasından etkilenmemesi istenir.
Rum Suresi'nin tefsirini okumak için tıklayınız
LOKMAN SURESİ
🔸 Mekke döneminde inen Lokman Suresi, 34 âyettir.
🔸 Sure, adını 12. ve 13. âyetlerde anılan Hz. Lokmân'dan almıştır.
🔸 Sure, Kur'an-ı Kerim'deki sıralamada otuz birinci, iniş sırasına göre elli yedinci sûredir.
🔸 Surede Hz. Lokmân'ın oğluna öğütleri çerçevesinde, tevhid, peygamberlik, öldükten sonra dirilme ve haşr konularına dikkat çekilmektedir. Ayrıca, kıyamet günü için hazırlıklı olunması öğütlenmektedir.
LOKMAN SURESİ'NDE VURGULANAN KONULAR
🔸 Lokman Suresi'nin 1-11. ayetlerinde Kur'an'ın hikmetinden söz edildikten sonra ona tabi olanların temel özellikleri namazı kılmak, zekâtı vermek ve âhirete inanmak şeklinde belirtilir.
🔸 Müslümanlar ve Mekkeli müşrikler arasında durumlar da özetlenir. Müşrikler vahyi alay konusu yaparlar. Allah'ın yoluna karşı büyük bir ilgisizlik gösterirler. Ayrıca putperestlere hitaben Allah'tan başka varlığa tapmanın mantıksız ve haksız bir tutum olduğundan bahsedilir.
"İnsanlar arasında öyleleri vardır ki bilgisizlik yüzünden başkalarını Allah yolundan saptırmak ve o âyetleri alay konusu etmek için eğlendirici sözler kullanırlar; işte bunları alçaltıcı bir azap bekliyor."
"Böyle birine âyetlerimiz okunduğunda sanki kulaklarında ağırlık varmış da onu işitemiyormuş gibi büyüklük taslayarak sırt çevirir. Ona acıklı bir azabı müjdele!" Lokman Suresi 6-7. ayetler
🔸 Lokman Suresi'nin 12-19. ayetlerinde Lokman'dan bahsedilmektedir. Lokman'dan bahsedilirken hayatı hakkında bilgi verilmez yalnızca oğluna verdiği öğütler söz konusu edilir.
🔸 Lokman'ın verdiği öğütler arasında öğütler Allah'a ortak koşmamak, anneye babaya iyi davranmak, namaz kılmak, iyiliği emredip kötülükten sakındırmak, sabırlı olmak, böbürlenmemek, başkalarını küçümsememek, alçak gönüllü olmak gibi dinî ve ahlâkî konuları yer alır.
"Lokmân oğluna öğüt verirken ona şöyle dedi: "Sevgili oğlum! Allah'a ortak koşma; çünkü O'na ortak koşmak kesinlikle çok büyük bir haksızlıktır." Lokman Suresi 13. ayet
🔸 Lokman Suresi'nin 20-32. ayetlerinde Allah'ın insanlara verdiği nimetlerden bahsedilir. Allah'ın hükümlerine uymak yerine batıl inanç ve gelenekleri sürdüren insanların akıbetleri anlatılmaktadır. Sonraki ayetlerde Allah'ın ilmine dikkat çekilmiş gücünün sonsuzluğuna işaret edilmiştir.
🔸 Lokman Suresi'nin 33-34. ayetlerinde kıyamet gününde kimsenin kimseye fayda vermeyeceğinden bahsedilir. Bu ayetlerde müminlere bir uyarı vardır. Dünya hayatının aldatıcılığına uymamaları gerektiği söylenir
"Ey insanlar! Rabbinize saygısızlıktan sakının; hiçbir babanın evlâdından fayda göremeyeceği, evlâdın da babasından hiçbir yarar sağlayamayacağı bir günden korkun. Allah'ın vaadi gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın; o, yoldan çıkarıcı da (şeytan) Allah hakkında sizi aldatmasın."
"Kıyamet saati hakkındaki bilgi yalnız Allah'ın katındadır; O, yağmuru yağdırmakta; rahimlerdekini bilmektedir. Hiç kimse yarın ne elde edeceğini bilemez; hiç kimse nerede öleceğini bilemez; ama Allah her şeyi bilir, her şeyden haberdardır." Lokman Suresi 33-34. ayetler
Lokman Suresi'nin tefsirini okumak için tıklayınız
SECDE SURESİ
🔸 Mekke döneminde inen Secde Suresi, 30 ayettir.
🔸 Sure, adını mü'minlerin Allah'a secde etmelerinden bahseden 15. âyetten almıştır.
🔸 Kur'an-ı Kerim'deki sıralamada otuz ikinci, iniş sırasına göre yetmiş beşinci sûredir.
🔸 Surede Allah'ın kudretinden,ahiret gününden, kitaplardan, peygamberlerden ve insanın yaratılışından söz edilmektedir.
SECDE SURESİ'NDE VURGULANAN KONULAR
🔸Secde Suresi'nde genel olarak Allah'ın varlığı, Kur'an'ın vahiy ürünü olduğu, kıyamet günü gibi konulara temas edilir.
🔸 Surenin 1-9. ayetlerinde Kur'an'ın mahiyetinden bahsedilir. Ardından aziz ve rahim olan Allah'ın vasıfları belirtilir. Bütün her şeye kudreti yeten Allah olmasına rağmen şükredenlerin sayılarının az olduğu belirtilir.
🔸 Surenin 10-22. ayetlerinde öldükten sonra dirilmeyi anlamayanların ahirette nasıl bir sonlarının olduğu anlatılır. Allah'ın ayetlerine inanıp uykularından fedakarlık ederek Rablerine dua edenlerin de nasıl mükafatlandırılacağı anlatılır. Müminle münkirin asla eşit tutulamayacağı bildirilir.
"Âyetlerimize yürekten inananlar ancak o kimselerdir ki, bunlarla kendilerine öğüt verildiğinde büyüklük taslamadan secdeye kapanırlar ve rablerini hamd ile tesbih ederler." Secde Suresi, 15. ayet
🔸 Surenin 23-30. ayetlerinde ise Hz. Musa örnek gösterilmiş ve geçmiş milletlerin akıbetlerinden örnek alınması gerekliliği vurgulanmıştır.
"Sen ey peygamber, onları kendi hallerine bırak ve geleceği bekle, zaten onların da beklemekten başka yapacağı bir şey yoktur" cümlesiyle sona erer." Secde Suresi, 30. ayet
Secde Suresi'nin tefsirini okumak için tıklayınız
AHZAB SURESİ
🔸 Medine döneminde inen Ahzab Suresi, 73 âyettir.
🔸 Sure, adını 20 ve 22. âyetlerde geçen "gruplar" anlamına gelen "el-Ahzâb" kelimesinden almıştır.
🔸 Sure, Kur'an-ı Kerim'deki sıralamada otuz üçüncü, iniş sırasına göre doksanıncı sûredir.
🔸 Surede başlıca Hendek ve Benî Kureyza savaşları ile aile hayatına dair bazı hükümler konu edilmektedir.
AHZAB SURESİ'NDE VURGULANAN KONULAR
🔸 21. cüzde Ahzab Suresi'nin 1-30. ayetleri yer almaktadır.
🔸 Surenin 1-8. ayetlerinde Allah'ın vahyine uyulması gerektiği belirtilir. Cahiliye dönemine ait olan soy üstünlüğü ortadan kaldırılmıştır. Bütün Müslümanların dost ve kardeş olarak eşit haklara sahip oldukları anlatılır.
"Evlâtlıklarınızı babalarının soy adlarıyla anın. Bu Allah katında adalete daha uygun bir davranıştır. Eğer onların babalarını bilmiyorsanız o zaman kendileri sizin din kardeşleriniz ve dostlarınızdır. Yanıldığınız hususta size günah yoktur, fakat bilinçli ve kasıtlı olarak yaptıklarınızdan sorumlusunuz. Allah çok bağışlayıcı ve ziyadesiyle esirgeyicidir." Ahzab Suresi, 5. ayet
🔸 9-20. ayetlerde Hendek ve Ahzab adıyla da anılan savaş anlatılmaktadır. Müttefik kuvvetlerin Medine'ye hücumu, savaş karşısında münafıkların tutumu, Müminlerin bu savaşla imtihan edildikleri söz konusu edilir.
🔸 21-27. ayetlerde ise Müminlerin savaş karşısındaki tutumları, Müslümanların savaş karşısında çetin bir mücadele verdikleri, bu sebeple de iman ve teslimiyetlerinin arttırıldıkları bildirilir. Bu savaşın en önemli sonucu Medine ve çevresindeki Yahudi tehlikesinin ortadan kalkmış olmasıdır.
🔸 28-34. ayetlerde Efendimiz örnek aile hayatından bahsedilmektedir.
"Ey peygamber! Eşlerine şöyle de: "Dünya hayatını ve güzelliklerini istiyorsanız gelin size bir şeyler vereyim sonra da güzellikle sizi serbest bırakayım."
Yok eğer Allah'ı, resulünü ve âhiret yurdunu istiyorsanız şunu bilin ki Allah, içinizden güzel davrananlara büyük bir ödül hazırlamıştır." Ahzab Suresi, 28-29. ayetler
Ahzab Suresi'nin tefsirini okumak için tıklayınız
MUKABELE NASIL OKUNUR?
Mukabele karşılık verme, karşılıklı okuma anlamına gelir. Bir kimsenin Kur'an'ı ezberden veya kitaptan yüksek sesle okuması ve onu dinleyen topluluğun da sessizce Kur'an'dan takip etmesi anlamına gelen mukabele şu şekilde okunmalıdır:
🔸 Okumaya başlamadan önce ağız misvakla temizlenmeli.
🔸 Mescit veya bir başka temiz yerde okunmalı.
🔸 Kıbleye yönelmeli.
🔸 Allah Teâla'nın Nahl suresinin 98'inci ayetinde buyurduğu üzere "Kur'an okuyacak olduğun zaman, kovulmuş şeytandan Allah'a sığın" sözünden hareketle Kur'an okumaya başlarken euzü besmele çekilmelidir.
🔸 Tevbe Suresi hariç her surenin başında besmele çekilmelidir.
🔸 Okunan Kur'an ayetlerini huşu ile dinleyip anlamları hakkında düşünmelidir.
🔸 Sesi güzelleştirmek ve Kur'an-ı Kerim'i tane tane okumak gerekir. Aceleci davranmamak ve med kaidelerine uymak gerekir.
KUR'AN-I KERİM HATİMLİ MEAL DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN
PEYGAMBERİMİZ KUR'AN'I BAŞKASINDAN DİNLEMEYİ SEVERDİ
Peygamber Efendimiz (sav), Kur'an'ı başkasından dinlemeyi severdi. Başkasından dinlerken mübarek gözyaşlarını tutamazdı.
🔸 Bir hadiste, Allah'ın evlerinden birinde O'nun kitabını okuyan ve müzakere eden cemaati rahmetin kaplayacağı, onları meleklerin kuşatacağı ve Allah Teâlâ'nın o mecliste yer alanları kendi nezdinde bulunanlara bildireceği kaydedilir.
Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî
Resulullah (sav) bana hitaben: "Bana Kur'ân oku!" buyurdu. Ben "Ya Resûlallah! Kur'ân sana indirildiği halde, sana Kur'ân'ı ben mi okuyacağım?" dedim. Allah Resulü (sav) "Ben Kur'an'ı kendimden başka birisinden dinlemeyi hakikaten severim" buyurdu. Bunun üzerine, Resul-i Ekrem'e (sav) Nisâ suresinden okumaya başladım.
Nihayet "Her ümmetten birer şâhit getirdiğimiz ve ey Muhammed, onların üzerlerine de seni şâhit olarak getirdiğimiz zaman onların hâli nice olur?" ayetine geldiğimde, Resûl-i Ekrem Efendimiz (sav) "Şimdilik yeter!" buyurdu. Dönüp baktığımda, bir de ne göreyim, Resul-i Ekrem Efendimizin (sav) iki gözünden yaşlar akıyordu.
MUKABELE NASIL OKUNUR?
Mukabele karşılık verme, karşılıklı okuma anlamına gelir. Bir kimsenin Kur'an'ı ezberden veya kitaptan yüksek sesle okuması ve onu dinleyen topluluğun da sessizce Kur'an'dan takip etmesi anlamına gelen mukabele şu şekilde okunmalıdır:
🔸 Okumaya başlamadan önce ağız misvakla temizlenmeli.
🔸 Mescit veya bir başka temiz yerde okunmalı.
🔸 Kıbleye yönelmeli.
🔸 Allah Teâla'nın Nahl suresinin 98'inci ayetinde buyurduğu üzere "Kur'an okuyacak olduğun zaman, kovulmuş şeytandan Allah'a sığın" sözünden hareketle Kur'an okumaya başlarken euzü besmele çekilmelidir.
🔸 Tevbe Suresi hariç her surenin başında besmele çekilmelidir.
🔸 Okunan Kur'an ayetlerini huşu ile dinleyip anlamları hakkında düşünmelidir.
🔸 Sesi güzelleştirmek ve Kur'an-ı Kerim'i tane tane okumak gerekir. Aceleci davranmamak ve med kaidelerine uymak gerekir.
KUR'AN-I KERİM HATİMLİ MEAL DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN
PEYGAMBERİMİZ KUR'AN'I BAŞKASINDAN DİNLEMEYİ SEVERDİ
Peygamber Efendimiz (sav), Kur'an'ı başkasından dinlemeyi severdi. Başkasından dinlerken mübarek gözyaşlarını tutamazdı.
🔸 Bir hadiste, Allah'ın evlerinden birinde O'nun kitabını okuyan ve müzakere eden cemaati rahmetin kaplayacağı, onları meleklerin kuşatacağı ve Allah Teâlâ'nın o mecliste yer alanları kendi nezdinde bulunanlara bildireceği kaydedilir.
Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî
Resulullah (sav) bana hitaben: "Bana Kur'ân oku!" buyurdu. Ben "Ya Resûlallah! Kur'ân sana indirildiği halde, sana Kur'ân'ı ben mi okuyacağım?" dedim. Allah Resulü (sav) "Ben Kur'an'ı kendimden başka birisinden dinlemeyi hakikaten severim" buyurdu. Bunun üzerine, Resul-i Ekrem'e (sav) Nisâ suresinden okumaya başladım.
Nihayet "Her ümmetten birer şâhit getirdiğimiz ve ey Muhammed, onların üzerlerine de seni şâhit olarak getirdiğimiz zaman onların hâli nice olur?" ayetine geldiğimde, Resûl-i Ekrem Efendimiz (sav) "Şimdilik yeter!" buyurdu. Dönüp baktığımda, bir de ne göreyim, Resul-i Ekrem Efendimizin (sav) iki gözünden yaşlar akıyordu.